Yatırımcılarımızı ve İhracatçılarımızı Esas Alacağız

Ekleme Tarihi 28.02.2017

Cumhurbaşkanı başdanışmanı Bülent Gedikli OSTİM'li sanayicilerle bir araya geldi. Gedikli, "“Yatırımcılarımızı ve ihracatçılarımızı esas alacağız.” dedi.

Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Bülent Gedikli, OSTİM’de düzenlenen programda Bölge Yönetimi, Kümelenme Yönetimleri, Kooperatif Başkanları, firma temsilcileriyle bir araya geldi. Gedikli programda Türkiye ve dünyadaki ekonomik gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu, sanayi, üretim ve KOBİ’lere ilişkin görüşlerini paylaştı. Bülent Gedikli ayrıca firmaların taleplerini dinledi.

“Yazılanlar, sokağa hızlı intikal etmiyor”
Programın açılışında konuşan OSTİM Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Aydın, ülkedeki sorunlara çözüm noktasında sanayi ve üretimin başlıklarına işaret etti. Aydın, “Ülkenin bir şekilde kurtuluşunun, çaresinin burada olduğunu, başka bir yolunun olmadığını söylüyoruz. Bunun rant ekonomisiyle, ithalatla ülkenin kalkınamayacağını, gelişemeyeceğini, sürdürülemeyeceğini hep söylüyoruz.” dedi.

Aydın, devamında şunları kaydetti: “Bunlara cevap olarak ülkemizde siyasetin bu konudaki ciddi yaklaşımlarını da takip ediyoruz ama bizim genel olarak; şahsen benim bir cümleyle söylemem gereken şey bu yazılanlara denk düşmüyor. Yani yazılanlar, sokağa hızlı intikal etmiyor. Evet diyoruz biz, tamam bunun çözümü bulunmuş, bu yapılmak için karar alınmış, yazılmış, Bakanlar Kurulu, Yüksek Planlama Kurulu kayıtlarına geçmiş tamam. ‘Bu bizim sokağa ne zaman gelecek?’ dediğimiz zaman buralarda biz yeterince hayata geçmediğini görüyoruz.”

“OSTİM bizim için laboratuvar gibi”
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Bülent Gedikli, sözlerinin başında OSTİM’in Türkiye ekonomisindeki yerini vurguladı. Gedikli, “OSTİM bizim için adeta bir laboratuvar gibi; ekonominin, sanayinin, bu tarz gelişmelerin en iyi takip edildiği yer olarak ben OSTİM’i görüyorum. En başından beri de bu takibi yapıyoruz. Zaman zaman arayıp aylık elektrik faturasını soruyorum; ne kadar elektrik faturası var? Ona göre sanayideki gelişmeleri önceden yakalamaya gayret ediyoruz.” dedi.

Türkiye’nin 2013’ten bu yana belli bir süreci yaşadığına dikkat çeken Gedikli, konuyu şöyle özetledi: “Artık bunları herkes gördü. En başta konuştuğumuz, anlattığımız şeyleri belki bazıları inandırıcı bulmadı ama sonra neyin ne olduğunu gördük. En fazla 15 Temmuz gecesi bunu görmüş olduk. Bazı odaklar Türkiye’de adeta iyi bir şey asla olmasın diye uğraşıyorlar. İyi bir şey varsa onu doğmadan katletmeye, boğmaya çalışıyorlar. Böyle odaklar var. Küresel ekonomik gelişmeler ortada, Türkiye’nin geldiği nokta ortada. Dev projeler var, birçok yatırım, girişim var. Hizmete sokulan projeler var. Tabii yapma irademizle devam ediyor. Fakat bu odakların farklı dertleri var, bunların derdi başka.”

“Faiz, Türkiye’nin geleceği ile alakalı”
Ekonomide sürekli bir operasyon yapıldığını, kurlara takla attırılarak faiz çakmaya çalışıldığını ifade eden Bülent Gedikli, “Bunu daha önce de yaptılar. Aynı döngüye Türkiye’yi mahkum etmeye çalışıyorlar, bir kısır döngü oluşturmaya çalışıyorlar. Bu faiz meselesi çok önemli bir mesele. Öyle basite indirgenebilecek bir mesele değil. Bu aslında Türkiye’nin geleceği ile alakalı, sizin gibi ekonominin temellerini oluşturan yatırımcılarımızın geleceği ile ihracatımızla alakalı bir konu. ‘Kurlara takla attıralım, böylece ekonomiye de acaba bir takla attırabilir miyiz?’ bunun gayretini ortaya koyuyorlar.” dedi.

“Türkiye’de yapılan şey psikolojik fiyatlamadır”
Birilerinin Türkiye’ye sürekli ‘Yüksek faiz, dışarıdan sıcak para, ucuz ithalat, tüketimi pompala’ anlayışını empoze etmeye çalıştığını anlatan Gedikli, şu görüşlere yer verdi: “Biz de diyoruz ki, ‘Hayır. Bundan sonraki süreç böyle olmayacak, başka türlü olacak. Nasıl olacak? Yatırıma ve ihracata dayalı bir büyüme anlayışı içerisinde yolumuza devam edeceğiz. Yatırımcılarımızı ve ihracatçılarımızı esas alacağız. Her ne yapıyorsak onlara destek vermek üzere bunu yapacağız. Bunlar başat rolü oynayacak. Tüketim yine olacak elbette, ithalat yine olacak ama ekonominin dinamosunu bunlar oluşturmak durumunda. Bunun için de faizin düşük olduğu, kurların da daha gerçekçi olduğu bir sistem. Ki son zamanlarda ortaya çıkan durum da bu aslında. Yapısal reformlar diyoruz; aslen yapısal reformun birinci maddesi gerçekleşti. Burada sorun kurların hareketli olması. Yani onun belli bir noktada artık belli banda oturması lazım. Oturduktan sonra belli şeylerin daha iyiye doğru gittiğini hep beraber göreceğiz.”

Birilerinin kurlar üzerinde spekülasyon, manipülasyon yaparak sürekli bir kriz algısı oluşturmaya gayret edeceklerini kaydeden Bülent Gedikli, “Şunu net olarak söyleyeyim; şu anda Türkiye’de yapılan şey psikolojik fiyatlamadır.” açıklamasında bulundu.

“Üretimin yanındayız”
Terör olaylarının Türkiye’yi içe kapatmak için organize edildiğinin altını çizen Bülent Gedikli, “Yapanlar, arkasındaki eller o lobiler; “Türkiye içine kapansın, etrafındaki gelişmelerle ilgilenemesin. Tamamen kendi dertleriyle sorunlarıyla uğraşmak zorunda kalsınlar. Psikolojileri, motivasyonları kalmasın. Amaç bu. Ama biz bunlara asla prim vermeyeceğiz.” değerlendirmesini yaptı. 

Türkiye’nin ekonomisinin çok daha güçlü hale gelmesi gerektiğini hatırlatan Gedikli, “Bunun da özellikle imalat sanayi üzerinden yürümesi lazım. Biz üretimin yanındayız. Yeni sektörler üzerinden hiper rekabet diyeceğimiz bir dönem başlıyor. Türkiye olarak bizim bunu üretim, imalat, sanayi ve yatırımcı üzerinden süratle yakalamamız lazım. Bunu da sizlerle beraber başaracağımızı düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.

Kaynak: Ostim Gazetesi

http://www.ostimgazetesi.com/yatirimcilarimizi-ve-ihracatcilarimizi-esas-alacagiz-haberi-1184